26 Ağustos 2015 Çarşamba

Sultanın Aslanı (Kavalalı Çolak Mümin Pehlivan) - Halil Delice

KONU : Çolaktı, sol kolu bileğinden iki defa kırılmıştı, kilosu da fazla yoktu. Ama onda akıl almaz bir kuvvet, güreş zekâsı, irade, çalışkanlık ve insanlık hasleti vardı.

Sırtı hiç yere gelmedi, Koca Yusuf'u yalnızca o yendi. Adalı Halil'i üç defa yendi, Kurtdereli'ye de meydanı dar getirdi.

O bütün güreşlerini 'galibiyette mağlubiyete ulaşmak', kendisini egosunun esaretinden kurtarmak, gerçek güzelliğe, ebedi saadete ve sevdiceği Aslıgül'e kavuşmak için yaptı.

Tımrışlı Ahmet Ağa Mümin Pehlivan'a döndü:
"Kızım, 'Ben bir deli kızım. Rodoplarda deli kızlıkta üstüme yoktur. Mümin, madem ki pelvandır, o da pelvanlıkta tek olmalı. Osmanlı'nın başpelvanı olduktan, herkes Mümin Pelvan'ın bir numara olduğunu kabul ettikten sonra razı gelirim, düğünümüzün yapılmasına.' der. 
Eğer, bu şartını kabul edersen, bu akşam misafirimiz olursun. Ne dersin?"
Deli kızın 'güreşte tek olması şartı', Mümin'in hoşuna gitti. Deli kıza böyle bir şart yakışırdı.

"Osmanlı'ya dil uzatan Kara Sait isimli haddini bilmeze karşı güreşmeni isteriz."
Sultan II. Abdülhamit Han


Aklı Karışık Olan Yazar : Halil Delicenin Eseri olan sultanın aslanı kitabının giriş sayfaları ve yarısına kadar rüzgar hızında çok iyi akıcı ve sürükleyici bir eser ama sonuna doğru git gide tahmin edilebilir ve sıkıcı bir hal almaya başlıyor kitabın sonunu tahmin ediyorsunuz ama 40 pınar güreşlerinin o efsanevi tadınada varılıyor birçok yerde güreşlerle ilgili tekrara düşmemeye çalışmış Halil Delice ama bana göre ister istemez güreşler konusunda tekrara düşmüş kitabı öneririm epey bir bilgi katıyor manevi anlamda ama dediğim gibi kitabın sonunu tahmin edebiliyorsunuz.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder